Ne kadar gereksiz şeyler için uğraşıp, harcıyoruz kendimizi. Hayat denen şu yolculuk binbir türlü engellerle ve yokuşlarla kaplı. Kimi zaman engelleri aşmak için verdiğimiz mücadeleler sonunda aldığımız yaralar kalıcı olabiliyor. Bazen bir yere ulaşabilmek için tırmanmak gerekiyorken yokuşları, bazen de tepetaklak iniyoruz, düşüyoruz... Kırılan her parçamız bizden kopan bir hayat gibi oluyor aslında. Hepsinin ardında pişmanlıklar, keşkeler... Kimi zaman vardığımız durak bunlara değse de çoğu zaman boşa alınmış hasarlar oluyor. Bunları ancak sona yaklaştığımızda farkediyoruz. Yolun sonuna... Hayat sandığımız kadar uzun bir yolculuk da değil zaten. Boşa harcanmaması gerekiyor her saniyenin, yıllar sonra kucak dolusu keşkeler değil, iyi kiler biriktirmemiz gerekiyor. Bazen uğrunda onlarca yara aldığımız durağa varamadığımızda her şeyin kötü olduğunu düşünürüz. Ama bunların hepsinin bir işaret olduğunu anlamayız... Çırpınır dururuz. Yolun sonuna varmadan sonumuzun olmasını isteriz kimi zaman. Her şeyin bitmesini, artık bu bedenin yok olmasını düşleriz... Bu düşüncenin ne kadar kirli bir düşünce olduğunu anladığımız zaman da iş işten geçmiş oluyor. Fakat bazen şans yardım ediyor bize. Bu düşünceleri silip atmamız için kafamızdan, mesajlar yolluyor. Aslında o mesajlar hep var. Hayatın yaşanmaya değer olduğunu, yaptığımız kötülüklerin sadece bize zarar verdiğini, iyiliğin daimi olduğunu, boşa harcanan zamanın yitirilmiş en büyük hazine olduğunu bir anlayabilsek...
Yıllar sonra yolun sonuna vardığımızda, artık ruhumuzu teslim ederken gökyüzüne, hayatımız gözlerimiz önünden film şeridi gibi geçerken pişmanlıklar ruhumuzu yaralamaya devam ediyor aslında. Her geçti sandığımız yara tekrardan açılıyor ve "keşke"ler daha çok vuruyor. Yıllar sonra diyorum, aldanmayın. Yolun sonuna ne zaman geleceğimizi bilemeyiz. Belki 50 sene sonra belki de yarın. Onun için her saniyenin bile kıymetini bilmemiz gerek. Gereksiz şeyler uğrunda hırpalamayın kendinizi. Ama pişmanlık da duymayın yapmadıklarınız için. Her kararınızı çok vakit kaybetmeden ölçün tartın ve adımlarınızı öyle atın. Eğer aşıksanız birine, bunu hemen şimdi ona söyleyin. Hatta gidin sarılın öpün. Kaybedecek vaktinizin olmadığını ve yolun sonuna ne zaman varacağınızı bilmediğinizi aklınızdan çıkarmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder