4 Eylül 2015 Cuma

KAĞITTAN YÜREKLER


Sıcak bir hava var bugün İstanbul'da.Öyle ki,alnımdan damlayan terin hesabı tutulamaz.Sırtımı yıkık dökük,ama adı okul okul olan bir binanın boyası dökülmüş,paslı kapısına vermişim.İçeriden,hırsla çalındığı tınısından belli olan bir piyano sesi geliyor.



Bir de insanlar var tabi.Geçip gidiyorlar rüzgarla kol kola.Onlarca ayak,onlarca çıtırtı,onlarca bebek kucaklarda ve ben denize bakıyorum.



Kalbimi kıran adamlardan,koca gövdeli ve heybetli bir gemi yapıyorum o an.Birazdan salıvereceğim onu dalgaların yumuşak kucağına.Ama korkuyorum...Ya bu liman,bu gemiyi kaldıracak kadar derin değilse?



Sonra vazgeçiyorum onları gözümde bu kadar büyütmekten."Hepsi,kağıttan adamlardı" diyorum.Kaç tane kağıdı üst üste koyarsan koy,kağıt yine kağıttır.Bu gemi demirden falan değil yani,kendimi kandırıyorum.



Çünkü ; hepsinin yürekleri "kağıttandı".Biliyorum...